Hypericum perforatum (St. John’s Wort - Sarı kantaron) bitkisi mayıs ayı sonu gibi çiçeklenme döneminde iken doğal ortamından toplanır. Bir gün bekletilerek çiçek kısımları ayıklanır ve sızma zeytinyağı ile bekletilmeye başlanır. Bu işleme maserasyon denir ve 45-50  gün boyunca devam eder. Süre sonunda bitki ve yağ karışımı süzülür ve kullanıma hazır hale gelir.

Kantaron uzun yıllardır Avrupa’da yanık, ezik, şişme ve zona tedavisinde kullanılan geleneksel tıbbi bir bitkidir. Son yıllarda Avrupa ve ABD’de standart alkol ekstreleri hafif ve orta düzeydeki depresyon rahatsızlıklarında başarıyla kullanıldığı için popülaritesi artmıştır. Ama asıl geleneksel kullanım şeklinde, bitkinin üst çiçekli kısımları zeytinyağında maserasyona tabi tutulup 4-5 hafta güneş ışığına maruz bırakılır. Yaralanma ve yanıklar üzerine topikal iyileştirici olarak uygulanır.

Kantaron bitkisinin toprak üstü kısımları ve ekstraktlarının sağlık açısından faydaları, depresyon, ülser, hazımsızlık, karın ağrıları, yanıklar, bakteriyel enfeksiyonlar, migren, baş ağrısı ve siyatiğe karşı tedavi olarak dökümente edilmiştir. Su ekstraktları, üro-genital inflamasyonlar, şeker hastalığı, nevralji, kalp hastalığı, gastrit, hemoroid ve peptik ülsere karşı geleneksek Türk tıbbında kullanılmaktadır. Zeytinyağının zaten güçlü bir yara iyileştirici etkisi vardır. Hypericum perforatum ilavesi, bu etkiyi önemli ölçüde arttırmaktadır. Hypericum perforatum’un inflamasyon periyodunu kısalttığı,  fibroblast göçünü arttırdığı ve kolajen birikimi sağladığı, böylece yara iyileştirme üzerinde olumlu etkiler gösterdiği, in-vivo ve in-vitro çalışmalarla kanıtlanmıştır. Ayrıca yaralar üzerine faydalı etkilerini gösteren klinik çalışmalar da vardır.
Sarı kantoran yağı günlük bir tatlı kaşığı içilebilir ya da harici olarak kullanılabilir.